Bir tatili daha geride bıraktım, birazda olsa stresi denizde
kumda bırakıp geldim. Önümde hayalini kurduğum bir tatilim daha var. Muğla
Gökova’ya gideceğiz nasipse. Geçtiğimiz hafta eşimin yurt dışı programı
dolayısı ile annemle babamın tatiline bende dahil oldum. Beraber Balıkesir Güre’ye
gittik. Adrina Otel’de kaldık. Bakıcımı bırakmam, o nereye ben oraya J Dinlenmekten çok
yoruldum aslında, çünkü babası da olmayınca Ahmet Tuna’nın peşinde hep ben
koştum, hep beraber oynadık. Annem ve babamda ilgilendiler sağolsunlar ama ben
onları çok yormak istemediğimden elimden geldiğince koşturdum. Ve böylece açık
büfe otelden kilo almadan döndüm J
Tabi Ahmet Tuna’nın da göbeği eridi azıcık, çünkü doğru dürüst yemek yemedi,
beni bir o konuda üzdü. Benim yediremediğim yerde annem annemin yediremediği
yerde ben, ve kurtarıcımız Ipad yemek
yedirdik Ahmet Tuna’ya. Ipad’e çok bakmasını istemiyorum ama Ahmet Tuna’ya
dışarda yemek yedirirken çok işimizi
görüyor yalan değil. Ipad’e bakarken
ağzını açıveriyor. Bir akşam yemeğinde Ahmet Tuna yemeğini yemedi hatta abarttı
ağladı bende biraz kızdım annem yedirdi yemeğini sonra ,benim üzüldüğümü anladı
tabi ve bana döndü dedi ki “ anne bak ağlamıyorum yemeğimi yedim”. Sonra bana
sarıldı o kadar duygulandım ki. Ağlayabilirdim. Tatil boyunca annem nerde dedi,
beni az göremesin hemen aramaya çalıştı daha bir samimi olduk. Bende onu bol
bol öptüm kokladım.
Oteli babam daha önceden ayarlamıştı, bana sorarsanız Ayvalık’ın
denizi kumu daha güzel. Otel genel olarak güzeldi ama sahili pek güzel değildi
hep taşlıktı. Ahmet Tuna yinede kum kovası ile oynamaya çalıştı, kumdan kale
yapmaya çalıştık ama harç iyi olmayınca yapamadık tabi J Deniz en sıcak halindeydi. Geçen
sene Haziran ayında Akçay’a gitmiştik deniz inanılmaz soğuktu, o haliyle bile
denizden korkmamıştı Ahmet Tuna, ki daha
1 yaşındaydı. Bu sene ne yaptı dersiniz kolluklarını taktık “bırak beni kendim
yüzücem” dedi. O kadarda cesuruz yani. Sudan çıkmak istemedi su kurbağası. Bende”
kendini serbest bırak su seni kaldıracak” dedim. Ahmet Tuna’da ayaklarını
kaldırdı suda kendi durdu. Yüzmeye yeteneği olduğunu düşünüyorum. Suyu da çok
sevince yüzmeye göndermek farz oldu. Yüzme dersi için 3 yaşından sonra
alıyorlar sanırım yada 4 tam emin değilim.
1 Hafta geçti ben işe döndüm bile şimdi 11 Eylül’ü
bekliyorum Gökova için. Her şeyin güzel gitmesi dileği ile..
Kum oynamaya çalışan kuzu
Kahvaltıdan kaçırdığımız poğoçayı yerken, (sadece bir kaç ısırık yedi)
Kaldığımız odanın küçük balkonundan havuz ve deniz
Gece manzarası
Avcılar Köyü'nde Hacı Nail Amca'nın evi
Hacı Nail Amca bizim çok sevdiğimiz bir amca benim çocukluğumda tanıştığımız o zamandan beri ziyaretine gittiğimiz muhterem biri. Torunları da benim arkadaşım ayrıca.
sebnemceseyler.blogspot.com
Bu söminenin orjinal rengi aslında gri ama kirlendi diye boyamışlar, çok güzel bir rum evi, bu evde film çekmek için teklifler gelmiş ama kabul etmemişler. Burda benimde fotoğraflarım var.
Arkasına yaslanmamak için direnen kuzu böyle uyudu
Canım arkadaşım, tatil resimlerinize ve Ahmet Tuna'nın resimlerine bayıldım.Annem ve babamda çok sevmişler, çok efendi çok tatlı bir çocuk dedi ikiside. Ben de bir önce İstanbul'a gelmeniz ve Ahmet Tuna'yı öpmek için sabırsızlanıyorum. Ayrıca resimlerde dedemin evi de çok güzel çıkmış;) Bende Avcılar köyünü ve bu evi çok seviyorum, çocukluğuma dair bir çok anım var bu evde. Ve dedem iyi ki tanıştırmış bizi diyorum : )
YanıtlaSilEvet canım bende iyi tanıştırmış diyorum,eklediğim fotoğraflar nacizane iphondan çekişmiş fotoğraflar,Hasan olsaydı güzel fotoğraflar çekerdi :) İstanbula gelicez inşallah.Görüşmek üzere.
YanıtlaSil