12 Ağustos 2014 Salı

BU GÜNLERDE ...


Ahmet Tuna artık 3 yaşını bitirmiş bebekliği her anlamda geride bırakmış bir çocuk. Doğumundan bu yana bir çocuğunun değişimine ve büyümesine şahit olmak güzel bir duyguymuş. Gelecekte nasıl bir birey olacak, kimlerle karşılaşacak, çevresi nasıl olacak düşüncesi Ahmet Tuna’nın bu günlerine çok değer vermemiz gerektiği gerçeği.


Ahmet Tuna ve onunla beraber biz, Eylül döneminde yeni bir çağa geçiyoruz, okul çağı. Artık kendiside okula gitmek istiyor. Ben okulda güzel vakit geçireceğini, arkadaşlarının olacağını ve onlarla oyunlar oynayacağını anlatıyorum. Öğretmenlerin olacak size yeni şeyler öğretecek, kağıt keseceksiniz, yapıştıracaksınız, boya yapacaksınız diyorum. Şimdi çok hevesli, inşallah kolay alışırız.  Ahmet Tuna anlama, öğrenme ve dikkat konusunda hep öndeydi, ama yemek yeme konusunda maalesef geride ve bizi zorlayan bir çocuk, kreşte aç kalacağından endişeliyim. Her ne kadar herkes “kreşte herkes yerken o da yer” dese de, ben yemeyeceğinden korkuyorum. Bizi nasıl günler bekliyor yaşayarak göreceğiz.


İletişimi çok iyi bir çocuk, bebeklikten beri öyle çekinmesi yok kendine çok güveniyor. Çocuklarla oynamayı çok seviyor, birde taklit etmese çok iyi olacak. Ben kendine has olsun istiyorum ama bakıyorum Ahmet Tuna yanında ki çocuğu taklit ediyor. Bu benim pek hoşuma gitmese de geçici bir durum olduğunu düşünüyorum. Hayatta hep kendine güvensin ve cesur olsun istiyorum o yüzden karanlıktan korkmamasını söylüyorum. Eğer korkarsan “Bismillahirrahmanirrahim, Allahım beni koru” de diyorum. Bu sıralar korkunç ve ürkütücü şeyler dikkatini çekiyor. İpad’te Happy Hallowen şarkıları izliyor Pumpkin’i var birde korku tüneli. Onu da eşim söylemiş eğlence fuarında korku tüneli de var demiş, geçen hafta gittik tutturdu korku tüneline binelim binelim. Çünkü İpad’te izlemiş merak ediyormuş. Ben pek binmesi taraftarı değildim korkacağını biliyordum. Pekte doğru değil zaten ama bindik. Korktu tabi ki, gözünü kapattım bakmadı ama seslerden ürktü. Kaç gün onu anlattı, bende “hiç korkunç değil sadece karanlık yapıp korkutmaya çalışmışlar, bir daha binmeyiz” dedim. Çok sesli, hareketli ve ışıklı oyuncakları önceden beri sevmiyor zaten, hatta korkuyor. Ama ona sorsanız çok cesur J


Kendine göre oyunları var, mesela bir parfüm şişesi onun için bir oyun olabilir, bir ağaç, bir uçak bir araba olabilir. Dergiden kestiği bir karakter onun  için saatlerce oyun aracı olabilir, hayali arkadaşlarıyla konuşur ve bazen kendisiyle bile J Dikkat konusunda eline su dökülmez, babannesinin evinde ki klozet kapağının değiştiğini fark eder. Daha önce öğrendiği bir kelimeyi başka bir yerde gördüğünde okuyabilir. Kipa yazısını başka bir reklamda okudu ve “orda Kipa yazıyor” dedi. Konuşmalarına mimik katıp anlatmak istediği duyguyu verebilir. Bir şey anlatırken mantık hatası yaparsan öyle değil diye uyarır. İşte Ahmet Tuna bu günlerde böyle bir çocuk. O hep annesinin kuzusu, küçük prensi..


Ahmet Tuna ve Buffy, bizimkinin taklit merakı hayvan taklitine kadar ilerlemiş durumda...

Mısır bahçesinde keşifte..

Haftaya Ahmet Tuna yeni yerler görmek için yolculuğa çıkıyor. Beklediği yaz tatili deniz, kum, güneş…



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...