23 Temmuz 2011 Cumartesi

Mevlüd Cemiyetimiz




Ahmet Tuna doğmadan önce bebek mevlüdünü gözümde çok büyütüyordum, ev kaç kişi alır,hava çok sıcak olur,nasıl geçicek vs. Birkaç kez uykularımın kaçtığı da olmuştur. O zamanlar düşünecek çok vaktim vardı demek ki. Ahmet Tuna doğduktan 3 hafta sonra yaptık bebek mevlüdünü, o güne kadar hiç düşünmedim. Ben kendimden geçmişim 3 haftadır, nasıl olursa olsun dedim. 17 Temmuz Pazar günü yaptık bebek mevlüdünü, her şey çok istediğim gibi olmadı ama genel olarak güzeldi. Güzel olmasının bir nedeni de Ahmet Tuna’nın onunla  günler öncesinden yaptığım konuşma ve antlaşmaya uyması J bebek mevlüdü boyunca uyumasını istemiştim, sabahtan yıkadık onu herkes geldi gitti Ahmet Tuna öyle uyandı. Mevlüd boyunca damatlıkları ile uyudu kuzucuk. Beni en çok rahatlatan kısımdı.
Birazda mevlüd için yaptığımız hazırlıklardan bahsedeyim, aslında hazırlıklarımız doğumdan 2 ay önce başladı, mevlüd şekerleri için İstanbul’a gittik eşimle, Eminönü’nün altını üstüne getirdik, en sonunda Şarkhan’dan metal küçük bisikletler aldık, aynı yerden hastanede hediye ettiğimiz saatleri de aldık. Metal bisikletler kumaşçıdan aldığım dantalle giydirildi, hemde ne giydirme aldık iğne iplik diktik, ön kısmına kurdela bağlandı,sonra mavi beyaz badem çukulatalardan alındı beyaz tüllere konuldu,bisikletin üstüne konulup  ‘Hoş geldin Ahmet Tuna’ yazısı zımbalandı. Bu da yetmedi tüller bisikletin üstünde durmuyor diye çift taraflı bant ile alttan yapıştırıldı. Bunun için aile boyu çalıştık, herkesin emeği var son halinin oluşmasında. Mevlüdden bir gün öncede kapı, merdiven ve balkon süslemelerini yaptık, sağolsun Merve’nin büyük emeği var,toplamda 4 saat sürmüştür süsleme işleri, az daha çalışsak organizasyon işine başlamaya karar verecektik J Yorulmamıza değdi ama, herşey çok güzel oldu, benim mevlüdde oturacağım sandalyeyi bile süsledik J



Böylece bir günü daha atlatmış olduk hayırlısıyla, yanımızda olan,bizi yalnız bırakmayan herkese çok teşekkür ediyorum,emek veren canım arkadaşlarıma ve aileme de sonsuz teşekkürler, iyi ki varsınız. Allah Oğlumun damatlığını da görmeyi nasip etsin, hayırlı ve güzel günlerimiz olsun birlikte. Amin.

13 Temmuz 2011 Çarşamba

Cennet annelerin ayakları altındadır

Günlerim öyle yorucu geçiyor ki,sanki ay gibi uzun. Annelik çok zormuş çok. Biraz büyümüş bebekleri görünce anneyi ilk bebeklik zamanlarında hayal ediyorum,acaba herkes benim gibi zorlanmış mıdır diye. Hele hele şu loğusalıkda hiç kolay birşey değil, olup olmadık ağlıyorum, ben hamileyken bu kadar duygusal değildim. Üstüne üstülük birde yaz ayındayız, ben normal zamanlarda yazın bunalımda olurum birde şu halimle kendimden çok sıkıldım.

Bir an önce şu bebeklik günlerini atlatmak istiyorum, şöyle bir 6 aylık olsa,ek gıdaya geçsek. Biliyorum zaman hızlı geçecek bu zor günler unutulacak,bir gülücüğü tüm yorgunluğumu alacak.Şimdilik göbeği düştü 5 Temmuzda,Sonra ilk banyosunu yaptırdık 7 Temmuzda, yavrucum öyle terliyor ki artık atlette yatırıyorum onu, henüz tek başıma banyo yaptıramıyorum,gün aşırı annemle beraber banyo yaptırıyoruz.

Beni daha çok zorluklar bekliyordur çocuk kolay yetiştirilmiyor,herşeye rağmen Rabbime çok şükrediyorum Allahım oğlumuzu bize bağışlasın.Amin

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Ahmet Tuna'nın hediyeleri


Oğlumun misafirlerimize hediyesi çalışan küçük mavi saatler.


Saat arabamız ve çukulata kutumuz.

Kapı süsümüz ve çiçeklerim

Gülten ve Saliha'nın ellerine sağlık kapı süsümüz onların ellerinden.


Çiçeklerim

4 Temmuz 2011 Pazartesi

HOŞGELDİN DÜNYAMA

Beklemekle geçen zamanın sonuna geldik bir gün geldi bir gün kaldı ,o gece sana bu seninle birlikte karnımdayken geçirdiğimiz son gecemiz yazmıştım tarih 23 Hazirandı, ertesi gün doğum için randevu almıştık suni sancıyla normal doğum düşünüyorduk tarih 24 Haziran Cuma olacaktı. O gece her şeyin yolunda gitmesi için dua ettim, sabah 5 civarı doğum sancılarıyla uyandım benim küçük prensim verilen randevuya uyup kendi gelmeye karar vermiş sabah 7 de hastanedeydik acile gittik doğum sancılarımı ve senin kalp atışlarını dinlemek için nst cihazına bağladılar, sonra doktorumuz Yıldız Hanım geldi, muayenelerimizin ardından doğumhanenin yolunu tuttuk, çok değişik bir duyguydu korkmuyordum aslında, ama başıma neler geleceğini  bilmemenin endişesi vardı. ağrısız doğum için anestezi uzmanıyla da görüşmüştük işte o kısmı biraz karışık sırtımdan katadrel taktılar ağrılarım geldiğinde ağrılara dayanabilecektim. Saat 12 buçuğa kadar doğumu izlediler bu arada ağrıları dayanabileceğim kadar hissediyordum, normal doğum için beklemeye devam mı yoksa bir risk olur mu doktorumuz karar verecekti, sen doğmaya çalışıyordun aslında ama biraz yanlış yoldaymışsın tam yolu bulamadın kafanda hafiften bir ödem oluşmuş o sırada da kalp atışlarında bir yavaşlama oldu, daha beklemeye devam etmek riskli olabilirdi, ve saat 12:30 da ameliyathanedeydik ,bizimle beraber babanda geldi ona da ameliyat önlüğü giydirmişler, sende bu arada karnımda ki son dakikalarını geçiriyordun kavuşmamıza çok az kalmıştı, epidural anestezide ben tamamen hissizlik bekliyordum ağrısız doğum için başlandığı için acı hissetmedim ama kesmeleri dokunma olarak çekme olarak hissettim karnımın oyulduğunu hissetmek çok garipti ,ve senin doğum anın geldi saatler 12:46 yı gösteriyordu,3 kilo 860 gr ve 52 cm doğdun. Göbek kordonunun kesilmesiyle çığlığını duydum, işte duyguların dorukta olduğu an şu an sana bu yazıyı yazarken bile çok duygulanıyorum, bir mucize dünyaya gelmişti, hemde öyle güzel öyle tatlı bir mucize ki tarif edemem .Sonra seni  benim yanıma getirdiler gözlerini kocaman açmışsın bide, açık göz doğdun yani J ağlıyordun yanağını benim yanağına dayadı çocuk doktoru sen hemen sustun beni nasıl tanıdın hemen. Tabi bende göz yaşları… Gelde duygulanma. Ondan sonra ameliyat devam etti kaç dk sürdü hiç hatırlamıyorum, doğumdan sonra seni hastanede ki odamızda  gördüm güzel güzel giydirilmiş mis kokulu benim yanıma geldin ilk seni emzirmemde o zaman oldu, öyle açtın ki halada öylesin J ve çok gayretliydin hemen emmeye başladın büyük başarı, umarım hayatta da hep gayretli olursun.
Dünyada ki ilk gecen  biraz zor geçti sen dünyaya alışmaya çalışıyordun bende sana ,zaten sen karnımdayken de geceleri uyumazdın senden beklediğimi yaptın yani uyumadın, ve tabi muhtemelen doymuyordun da, anneanneni benden daha çok yordun.  2. gece ilk geceden biraz daha iyi gibiydi. Ben bir an önce eve gelmek istiyordum hastaneden çıkışımız 26 Haziran Pazar günü oldu, hastaneden çıkarken öyle ağladın ki sesin kısıldı, orayı  çok mu sevdin bilmem J  ilk eve geldiğinde saat 12:30 idi. Yavaş yavaş dünyaya alışıyorsun, gece ilk günlere nazaran uykun çok daha iyi, bende seni hep benim akıllı oğlum kaymak oğlum diye seviyorum. Kaymak gibisin ama, bal gibisin J
Hastahanedeki günlerimizde hastahane bana kendimi çok iyi hissettirdi, hastahane değil tabi personeli, bana güler yüzleriyle hep moral verdiler Acıbadem Hastanesi doktorlarına özellikle doktorumuz Yıldız Hanıma, hemşirelerine, anestezi uzmanına, bebek hemşirelerine ve bu mucizeyei bana yaşamayı nasip eden Allah’a  çok teşekkür borçluyum.
Seninle yaşadıklarımızı,aktivitelerimizi ( tabi şimdi ki tek aktivite emmek ve alt değiştirmek ) gezilerimizi bu bloğa yazacağım bu blog senin için, Rabbim hepimize sağlık versin, hayırlı ömür versin. Küçük Prensimin bahtında kendi gibi güzel olsun. Amin.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...